T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
BURDUR / MERKEZ - Şehit Akif Altay Ortaokulu

Rehberlik Servisi

SINAV SÜRECİNDE EBEVEYN OLMAK

1.SORGULAMAYIN, İLGİLENİN: "Kaç doğrun var, arkadaşın kaç puan aldı, senden önde olan kaç kişi var?" demek yerine "Sınavın nasıl geçti?" "Günün nasıl geçti" deyin. 

2.BAŞKASIYLA DEĞİL KENDİSİYLE KARŞILAŞTIRIN.

3.EVDE OLAĞANÜSTÜ HAL İLAN ETMEYİN.

4.SAHİP OLDUĞU İMKANLARI FARKETMESİNİ SAĞLAYIN AMA BORÇLU HİSSETMESİNE SEBEP OLMAYIN:  "Biz hayatımızı sana adadık." "Her istediğini yaptık." "Seni okutmak için emekli bile olamadık." gibi sözler öğrencinin kendini ailesine ve çevresine karşı borçlu hissetmesi dışında hiçbir şey sağlamaz. Sahip olduğu imkanları maksimum farkındalık ve verimlilikle kullanmasını sağlayacak hatırlatmalar yapmak her zaman için en iyisidir. 

5.YASAKLAMAYIN, KISITLAYIN.

6.DOZUNDA SORUMLULUK VERİN: Öğrenciye sınava hazırlanıyor diye hiç sorumluluk vermemek asla doğru değildir ve olağan dışı bir durum varmış gibi davranma üzerine değindiğimiz durumu güçlendirir. 

7.GÜVENMEK İLE BEKLENTİ İÇİNE GİRMEYİ BİRBİRİNDEN AYIRIN: Anne ve babaların çocuklarını yüreklendirmek adına kullandıkları "sana güveniyorum" ifadesini öğrenciler genelde "senden bunu bekliyorum" şeklinde algıladıklarından bu ifadeyi sıkça kullanmak olumlu bir etki yaratmamakta ve kaygıyı artırabilmektedir. Bunun yerine " Bu sınava hazırlanırken ne kadar emek harcadığını ne çabalar gösterdiğini görüyorum. Hiçbir emek karşılıksız kalmaz" demek her zaman için çok daha etkilidir. 

8.ELEŞTİRİN, SUÇLAMAYIN:

9.ALTERNATİFLİ OLUN:"Sınavda başarısız olursa ne olacak?" sorusunu birlikte yanıtlayın.

 

Rehberlik Servisi

 

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ

 

1) Hedef: Verimli ders çalışma

      Yanlış Yöntem: Öğrencinin masa başında uzun süre geçirmesi sağlamak,

      Doğru Yöntem: Anne-baba, öğrencinin belli bir plan ve program dâhilinde, ders planına göre çalışıp çalışmadığını kontrol etmelidir. Önemli olan masa başında geçirilen zamandan ziyade bu zamanın nitelikli ve verimli bir şekilde geçirilmesidir.

Aile çocuğun verimli ders çalışması için gerekli olan fiziksel ve psikolojik ortamı hazırlamalı ve sorumluluk kazandırmalıdır. Aç birine her gün balık vermek yerine balık tutmayı öğretmek çok daha faydalı olacaktır.

2) Hedef: Yoğun bir şekilde ders çalışmasını sağlama

      Yanlış Yöntem: Amaçsız bir öğrencinin ders başına oturması için bol bol "Ders çalış" sözünü kullanmak

      Doğru Yöntem: Sürekli "Ders Çalış" sözünü kullanmak öğrencide bıkkınlık, aileye karşı olumsuz tutum geliştirme, aileyle çatışma gibi olumsuz davranışlar gelişmesine neden olacaktır. Öğrencinin "Hedef belirlemesine" yardımcı olunmalıdır.

Öğrenci, "Ne yapmak istediğini" bildikten sonra "Nasıl çalışması" gerektiğini de bilir. Aile çocuğunu çok iyi tanıyıp ona uygun bir hedef belirleyerek, bu hedef doğrultusunda planlı bir şekilde çalışmasını teşvik etmelidir. 

3) Hedef: Çocuğumuzun iyi bir lise okuyup meslek sahibi olması ve hayatta başarılı olmasını sağlamaktır.

         Yanlış Yöntem: "Komşunun çocuğu şu kadar net yaptı, sen niye yapmıyorsun." vb. Beklenti içerisinde olan veliler genellikle çocuklarını başka çocuklarla karşılaştırırlar.

        Doğru Yöntem: Başarıya götüren yol ve yöntemler farklı farklıdır. Komşunun çocuğu farklı bir yöntemle ders çalışır, öğrencinin dershanedeki arkadaşı farklı bir yöntemle ders çalışır. Çocuğumuzun da ders çalışması için tıpkı onlar gibi ders çalışması veya o çocuklardaki özelliklerin bizim çocuğumuzda da olmasını beklemek yanlış bir davranış olur.

        "Bu sınavda şu kadar net yaptın, gelecek sınavda birkaç net arttırmanı bekliyorum" gibi ifadeler kullanın. Her birey özeldir. Hiçbir öğrenci başkalarıyla kıyaslanmaktan hoşlanmaz. Çocuğunuzu kendi gelişimi içinde değerlendirin ve ona göre yönlendirin.

 4) Hedef: Öğrencinin televizyon bağımlısı olmamasını sağlamak

          Yanlış Yöntem: Dizi veya maç seyrederken öğrencinin odasına gidip ders çalışmasını istemek

         Doğru Yöntem: Yapmadığınız şeyleri çocuklarınızın yapmasını beklemeyin. Ders çalışma saatlerinde, öğrencinin televizyon seyretmesini istemiyorsanız sizin de o saatte televizyon seyretmemeniz veya en azından öğrencinin televizyonun sesinden rahatsız olmaması gerekir. Hayatın her alanında olduğunu gibi bu alanda da çocuğa model olunmalıdır. Davranışlar her zaman sözlerden daha etkilidir.

          Ayrıca öğrencinin mutlaka uygulanabilir bir programı olmalıdır. Program dâhilinde planlı ders çalışan bir öğrencinin neyi ne zaman yapacağı, hangi aktiviteye ne kadar zaman ayıracağı bellidir. Böyle bir durumda öğrenci hem daha verimli ders çalışacak hem de zamanını daha etkin ve faydalı kullanacaktır.

5) Hedef: Öğrenciye ders çalışma ortamı oluşturmak

         Yanlış Yöntem: Öğrencinin odasına bilgisayar, televizyon, poster gibi dikkat dağıtıcı eşyaların bulunması, bu konuda öğrencinin tamamen özgür olması

         Doğru Yöntem: Çalışma odasında bilgisayar ve televizyon mümkünse olmamalıdır. Olacaksa bile ders çalışılan saatlerde kesinlikle kapalı olmalıdır. Çalışma ortamının öğrenciye çalışmayı hatırlatacak onun ders çalışmaya motive olmasını kolaylaştıracak şekilde olması şarttır.

   Aile bu konuda hassas olmalı, kontrol ailenin elinde olmalıdır. Öğrencinin en verimli ders çalışacağı yer, çalışma masasıdır. Bunun dışında yatarak veya yere uzanarak çalışması halinde öğrencinin dikkati bir süre sonra dağılır. Mümkünse öğrencinin yatağı çalışma masasının önünde veya yanında değil, arkasında olmalıdır.

    Öğrencinin çalışma ortamı dağınık olmamalıdır. Dağınık ortam, zihni dağıtıp, dikkati toplamaya engel olur. Öğrencinin sorumluluk sahibi olması için de odasını anne-baba değil, kendisi toplamalıdır.

 

Rehberlik Servisi

 

 

OKUL VE SINAV BAŞARISINDA  AİLELERE DÜŞENLER

En başta bilmemiz gereken şu: Çocukla sağlıklı bir iletişim kurabilmek.

·         Çocuğunuzla kuracağınız sağlıklı bir ilişki için onu anlamalı, bir birey olarak kabul etmeli ve saygı duymalısınız.

·         Sevildiğini hisseden, ihtiyaçları önemsenen ve gelişimi takip edilen çocuk daha mutlu ve başarılı olacaktır.

·         Gün içerisinde pek çok kez çocuklarımızla iletişim kurarız. Bu iletişim sırasında onları eleştirerek, suçlayarak, kıyaslayarak motive etmeye çalışırız. Fakat bu durum çocuğumuzun ders çalışma isteğini azaltabilir, kendisini değersiz hissetmesine ve ebeveynleriyle çatışmasına sebep olabilir.

·         Çocuğun kişiliği oluşurken ilk model aldığı yetişkinler anne ve babasıdır. Bu durum bazen olumlu bazen de olumsuz sonuçlara neden olabilir. Ondan beklediğimiz davranışları biz ne kadar uyguluyoruz dikkat etmeliyiz. Onun daha az internet kullanmasını istiyorsak biz de internette daha az vakit geçirmeliyiz. Onun kitap okumasını istiyorsak biz de okuma alışkanlığı geliştirmiş olmalıyız.

·         Çocuğun okulda başarılı olması için okul- aile işbirliği gerekir. Ailenin okuldaki toplantılara katılmasının, öğretmenler ile görüşmesinin çocuğun başarısına önemli katkıları vardır. Veli toplantılarına düzenli katılmak, e- okuldan devamsızlığını, not durumunu ve okul içindeki durumunu takip etmek önemlidir.

·         Ders çalışılırken ailenin uygun ev ortamı hazırlaması gerekir. Evde hazırlanacak uygun ortamın iki boyutu vardır: İlki ev içindeki genel düzen ve huzur ortamıdır, ikincisi ise çocuğun ders çalıştığı ortamdır. Ev içindeki düzen ve huzur ortamı çalışma alışkanlığı geliştirmede etkilidir. Çocuğun ders çalıştığı ortam da önemlidir. Sessiz ortam, ayrı masa ve sandalye, ortamın dağınık olmaması birçok öğrenci için gereklidir.

·         Öğrencinin ders çalışma alışkanlığını etkileyen pek çok faktör vardır.  Çalışma  ortamındaki  televizyon ve bilgisayarın açık olması, ışık ve ısının ya yetersiz ya da fazla olması, ortamın dağınıklığı öğrenmeyi olumsuz etkileyebilir. Ayrıca arkadaşlarıyla geçireceği zamana sınır koyamamak ve arkadaşlarından gelen teklifleri geri çevirememe öğrencinin ders çalışma için ayırabileceği süreyi azaltacaktır. Küçük kardeşin hareketleri ders çalışma ortamını olumsuz hale getirebilir. Öğrencilere ev içinde yapabileceğinden fazla görev verilmesi de öğrencinin ders çalışmaya ayıracağı zamanı ve enerjisini azaltır.

·         Çocuğunuz ders çalışma planı var mı? Plan farklı şekillerde hazırlanabilir. Önemli olan her öğrencinin hedefine yönelik, kendine ait uygulanabilir bir planı olmasıdır. Çalışma planı ders çalışmayı başlatmakta ve sürdürmekte motivasyon sağlar. Çocuğunun çalışma ve serbest zamanlarını gösteren yazılı bir planı olması anne-babanın ders çalışma konusunda sürekli uyarıda bulunmasını engeller.

·         Gelecekte başarılı olmak için küçük yaşlardan itibaren hedef belirlemenin önemi büyüktür. "GİDECEĞİ YOLU BİLMEYEN GEMİYE HİÇ BİR RÜZGARDAN FAYDA GELMEZ. "

·         Akademik anlamda beklentilerin çok yoğun olduğu bu dönemde çocuğunuzda, karşı cinsle ilişkiler, beden görünüşü, arkadaşlarının onu hakkında ne düşündüğü gibi konular daha önemli olabilir ve akademik başarı ile ilgili hedefler daha geride kalabilir.

·         Hedef belirlemesine nasıl yardımcı olabiliriz?

Evde uygulayabileceğiniz bir etkinlik

Ø  Sakin bir ortamda baş başa iken ondan gözlerini kapamasını ve 10-15 yıl sonrasını hayal etmesini isteyin. Daha sonra bu soruları sorun.

Ø  Ne iş yapıyorsun?

Ø  Nasıl bir yerde yaşıyorsun?

Ø  Nasıl bir yerde çalışıyorsun?

Ø  Çevrende kimler var?

Onun gelecekte neler yapmak istediği ile ilgili bilgi sahibi olun.Daha sonra da bunları gerçekleştirebilmek için bu günden itibaren neler yapabileceği ile ilgili konuşun.

·         Hedef belirlemede dikkat edilecek hususlar nelerdir? Çocuğunuzun belirleyeceği hedeflerin net ve anlaşılır olması gerekir: Örneğin «başarılı bir kişi olacağım» net bir hedef değildir. Hedefler inandırıcı olmalı kişiye motivasyon sağlamalı, kendi özellikleriyle uyumlu ve gerçekçi olmalıdır somut olmalıdır. Ulaşılamayacak hedefler cesareti kırar. Çok kolay ulaşılır hedefler motivasyon sağlamaz.

·         Her anne-baba gibi çocuğunuz doğduğu andan itibaren onunla ilgili hayalleriniz var. Bazen sizin hayallerinizle çocuğunuzun hayalleri aynı olmayabilir. Onun ayrı bir birey olduğunu unutmayın. Onun hayallerini gerçekleştirmesinde destekleyici olun.

·         Hedeflere ulaşmak için insanın hayallerin olması gerekir. Hayallerin hedeflere dönüşmesinde çocuğa rehber olmak önemlidir. Gençlerin hayallerine saygı göstermek, küçümsememek, hayallere ulaşmak için yapacakları hakkında sohbet edilmelidir.

·         UNUTMAYIN BAŞARIDA AİLE DESTEĞİ ÖNEMLİ BİR YERE SAHİPTİR.

·         Bu süreçte hedefine uygun lise ve meslek seçimi konusunda ona yardımcı olun. 8. Sınıftan sonra gidebileceği liseler ve 9. sınıftan sonra seçmek istediği dersler, gidebileceği üniversiteler, seçebileceği meslekler hakkında konuşun ve bunlarla ilgili bilgi edinmesi konusunda onu yönlendirin.

·         Her anne-baba çocuğunun okulda başarılı olmasını ister ve çoğu zaman bu  durum anne babada strese neden olur.Unutulmamalıdır ki, her çocuk kendi kapasitesi oranında başarılı olacaktır. Çünkü her çocuk dünyada tektir, biriciktir. Çocuklar kimsenin kopyaları değildirler. Bu sebeple anne-babalar olarak, çocukların bize aynen benzemeyeceğini kabul etmemiz gerekir.

·         En önemlisi ve sonuncusu çocuğun eğitimini sağlamak sadece karnını doyurmak, üstünü giydirmek, harçlık vermek değildir. Veya okula yazdırıp ´´eti senin kemiği benim´´ mantığıyla eğitim sorumluluğunu tamamen öğretmenlere bırakıp geri plana çekilme de çözüm sağlamayacaktır. Öğretmenler hiçbir zaman anne- babanın yerini tutamazlar. Anne ve baba ailenin kanatları gibidir. Tek kanatla kuş uçamayacağı gibi ana-babanın sadece birisinin ilgilenmesi de yetmeyecektir. Bu yüzden öğrencinin okul durumu ile ilgili hem annenin hem de babanın ilgilenmesi gerekiyor. Sorumluluğu tek bir tarafa yüklememek lazım...

                                                                           Rehberlik Servisi

 

ÇOCUKLARI ERGENLİK DÖNEMİNDE OLAN VELİLERE İLETİŞİM İLE İLGİLİ PÜF NOKTALAR

İyi bir dinleyici olmak + Anlamaya çalışmak (empati kurmak) + Sevginizi koşulsuz göstermek + Tutarlı davranmak + Olumlu model olmak = Etkili Aile İçi İletişim 

 

*      Konuşma isteği çocuğunuzdan gelirse konuşmak daha kolay olacaktır.

*      Çocuğunuzla konuşurken kendiniz olun.

*      Bir konu hakkındaki görüşünüzü belirtirken dürüst olun.

*      Ergenin cevap vermesini yüreklendiren sorular sorun.

*      Ergen çocuğunuzun konuşmasına izin verin. 

*      Ders vermekten kaçının.

*      Disiplin verirken, çocuğunuzun hem yetenek ve niteliklerinden, hem de sorumluluklarından söz edin.

*      Ergenin söyledikleri ile davranışları arasındaki farkı fark edin.

*      Çocuğunuzun size olan güvenine saygı gösterin. 

 

    Rehberlik Servisi

 

 

ANNE-BABA TUTUMLARI

 

Bir bireyin var olduğu andan beri şekillenip şu an olduğu kişiye dönüşmesinde doğuştan getirdiği özelliklerin önemi yadsınamaz fakat bireyin içinde yetiştiği ailenin de karakteri üzerinde azımsanamayacak kadar çok etkisi vardır. Aile faktörü bireyin kendilik algısından, ilgilerine, kurduğu ve kuracağı ilişki tiplerine kadar pek çok alanda etkilidir. Bu etkiyi aile tutumları ile çocuğa aktarır. Buna anne-baba tutumlarıdenir.

 

*      Aşırı baskıcı (otoriter) anne baba tutumu

*      Aşırı koruyucu anne baba tutumu

*      Demokratik anne baba tutumu

*      İzin verici anne baba tutumu

*      Tutarsız anne baba tutumu

*      İlgisiz anne baba tutumu                              

 

Aşırı baskıcı anne baba tutumu:Aile katı, kuralcı ve disiplinlidir. Anne /baba veya her ikisinin de otoriter tutumu karşısında, çocuk nazik, dürüst, disiplinli, yardımsever ve dikkatli olmasına rağmen, ürkek, çekingen, kendine güveni olmayan veya çok zayıf, başkalarının etkisi altında kalabilen, duyarlı, korkak, kendi başına iş yapma yeteneği gelişmemiş bir yapıya sahip olabilirler

Aşırı koruyucu anne baba tutumu:Bu tutumda anne baba çocuğa bebek gibi davranır ve bağımlı bir kişilik geliştirmesine neden olur. Çocuktan mükemmellik beklerler ve kuralları ile çocuğu sıkıştırırlar. Aile fazla kontrolcüdür bu nedenle çocuğunun yapması gereken tüm sorumluluğu üstüne alır. Çocuk ileride tanışacağı insanlardan da aynı korumayı beklemekte bu nedenle de sağlıklı ilişkiler kuramamaktadır. Bu da ilerde sorumsuz ve kendine yetemeyen bir bireyin ortaya çıkmasına neden olur.

Demokratik anne baba tutumu:Çocuğun gelişiminin en sağlıklı gerçekleşeceği aile tutumudur. Çocuk aileden karşılıksız bir sevgi görür.Çocuğun denetimini, ihtiyaçlarının karşılanmasını, sorumluluk duygularını dengeli bir biçimde ayarlarlar bu nedenle bağımlı bir kişilik ya da saldırgan bir birey ortaya çıkmaz. Bireyin kendini gerçekleştirmesi için zemin hazırlarlar. Bu tutumdaki birey özgüvenli, mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürer.

İzin verici (Aşırı hoşgörülü) anne baba tutumu:Bu tip ailelerde çocuk tek hükmedendir. Aile tüm hayatını çocuğun istek ve arzusuna göre belirler. Aile çocuğa aşırı sevgi gösterirler. Bütün tutumları dengesiz ve çocuk merkezlidir. Bu tip ailelerde çocuk ne derse o olur. Böyle ailelerde yetişen çocuklar; bencil, sevgi arsızı, kural tanımayan, doyumsuz kişilik yapılarına sahip olabilmektedirler. Bu çocuklar ev hayatı ve sosyal hayatta geçimsiz, sosyal yönleri zayıf ve benmerkezci bir yapıya sahip bir görünüm çizerler.

İlgisiz anne baba tutumu:Anne baba kendi dünyalarında yaşamakta ve çocuğun tüm hareketlerine göz yummaktadırlar. Çocuğun sınırsız imkân ve hakkı vardır Sınırlarını bilmez ve tüm hayatın boyunca bu tip bir ilgi bekler. Bu nedenle sağlıklı ilişkiler kuramaz.

Tutarsız anne baba tutumu:Bu tutumda anne baba arasında farklı kurallar koyma vardır. Bir gün kızdıklarına başka gün kızmazlar. Çocuk nasıl bir davranış sergileyeceğini bilemediğinden sürekli bir karmaşa yaşar. Bu tip ailede genelde kurallar  yok anlık çözümler, anlık kavgalar ve anlık mutluluklar vardır. Çocuk için konulan kuralların bazen çok katı bir şekilde uygulandığı, bazen de hiç yokmuş gibi davranıldığı tutumlar; çocukta güvensizlik, kurallara karşı kayıtsızlık,  çözümün parçası olmayı reddetme,  kararsız  karakter yapısı meydana gelebilmektedir

Anne baba tutumlarının çocuklar üzerinde farklı etkileri vardır. Bu etkiler olumlu veya olumsuz olabilir. Tutumlar kültüre göre de şekillenmektedir. Ailenin hangi tutumu

sergileyeceğine ve sonuçlarının ne olacağına karar vermesi sağlıklı bir birey yetiştirmek için gereklidir. 

 

                                                                                                               Rehberlik Servisi

 

DAVRANIŞ PREOBLEMLERİ

Davranış bozuklukları; çocuğun çeşitli ruhsal ve bedensel nedenlere bağlı, iç çatışmalarını davranışlarına aktarması sonucu ortaya çıkar. Hırçınlık, sinirlilik, saldırganlık, inatçılık, yalan söyleme, bir şeyler çalma, küfür gibi davranışlar davranış bozukluklarına girer.

Anne ve babalar  çocuğun gelişim evrelerini ve her gelişim evresi için normal kabul edilebilecek,  döneme özgü duygu, düşünce ve davranışları, karşılaşabilecekleri olası problemleri bilmelidirler.  

Genel Olarak Davranış Bozukluklarının Nedenleri

Dikkati çekmek

Ebeveyne karşı güç kazanma isteği

İntikam alma isteği

Yetersizlik

 

Davranış Problemlerinde Ailelere Öneriler

 

*       Çocuğunuza günlük yaşantılarını ve problemlerini sizinle paylaşabileceği, kendisine özel zamanlar ayırın. İlgi ve beklentilerini dikkate alın. Anne ve baba ayrı ayrı ve hep birlikte kaliteli zaman geçirmeli.

*       Çevresinde örnek alabileceği uygun modellerin bulunmasına dikkat edin.

*       İstenmeyen davranışların nedenini basit ve kısa olarak açıklamalı.

*       Kurallarınızı çocuğunuzun yaşamını fazla sınırlandırıcı ve baskıcı olabilecek şekilde koymayın.

*       Çocuğunuzun bağımsızlığını desteklemek istiyorsanız küçük yaştan itibaren üstlenebileceği yaşına uygun sorumluluklar verin.

*       Çocuğunuzun olumsuz davranışlarından çok olumlu davranışlarını görmeye çalışın ve bu davranışları ödüllendirin, ona fark ettirin.

*       Çocuğunuza karşı sakin, sabırlı ve anlayışlı yaklaşın. Asla şiddet uygulamayın.

*       Çocuğunuzun ilgi ve ihtiyaçlarını zamanında karşılayın.

*       Çocuğunuza seçenekler sunarak seçme şansı verin. Böylece, ona değer verdiğinizi ve saygı duyduğunuzu düşünerek inatlaşmadan vazgeçecektir.

*       Asla çocuğunuzla bir güç ve inat savaşına girmeyin. Amacınız sadece ona her şeyin yeri ve zamanı olduğunu anlatmak ve yersiz isteklerinden vazgeçirmek olsun.

*       Anne-baba olarak ortak tutumlar geliştirin.

*       Çocuğu sosyal aktivitelere ve spora yönlendirin.

 

                                                                                                                           Rehberlik Servisi

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 22.05.2018 - Güncelleme: 30.08.2021 11:31 - Görüntülenme: 1573
  Beğen | 5  kişi beğendi